TRABZON – Yaklaşık 500 bin ailenin geçimini sağladığı ve 2 milyar doları bulan ihracat değeri ile Türkiye’nin en önemli tarım ürünleri arasında yer alan fındığın geleceği tehlikede. Artvin Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Temel Göktürk, Doğu Karadeniz’de yayılım gösteren ‘kahverengi kokarca’nın önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındığın ekonomik değerini yok edeceğini söyledi.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 2017 yılından bu yana görülmeye başlanan kahverengi kokarca zararlısının tehlikesi ciddi boyutlara ulaştı. Başta fındık olmak üzere tarım ürünlerine büyük zarar veren Uzak Doğu kökenli zararlının önlem alınmazsa büyük ekonomik zarara yol açacağı belirtiliyor.
HER YERDE YAŞAYABİLİYOR, 300’E YAKIN TÜRE ZARAR VERİYOR
İstilacı böcek türleri arasında en tehlikelilerden biri olarak nitelendirilen kahverengi kokarca, anavatanı Uzak Doğu’dan dünyada ticaretinin artmasıyla ABD, Rusya ve Kafkasya’ya taşındı. 2017 yılında ise Gürcistan üzerinden Türkiye’ye yayılmaya başladı ve Doğu Karadeniz sahili boyunca yerleşti.
Salgıladığı koku nedeniyle Türkiye’de kahverengi kokarca olarak adlandırılan zararlı tür rakım, sıcaklık, nem gibi hiçbir sınırlama olmadan bulunduğu bölgeye uyum sağlayabiliyor. Çok hızlı yayılma kapasitesine sahip olan istilacı tür, başta fındık, mısır, fasulye, kivi, elma, armut olmak üzere 300’e yakın bitki türüne zarar veriyor.
İstilacı türle mücadele yöntemlerinden biri olan biyolojik mücadele kapsamında Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından üretilen 150 bin samuray arısının haziran ayında bölge illerinde doğaya salınacak. Samuray arısı kokarca yumurtalarının içine kendi yumurtalarını bırakıyor ve kendi türü yumurta içinden çıkıyor. Bu şekilde kahverengi kokarcanın çoğalmasının önüne geçiliyor. Ancak biyolojik mücadelenin uzun yıllar sonra katkı sağlayabileceği ve tek başına yeterli olmayacağı ifade ediliyor.
ABD VE GÜRCİSTAN’DA MİLYONLARCA DOLAR ZARAR NEDEN OLMUŞTU
1990’lı yıllarda ABD’de, 2017 yılında ise Gürcistan’da milyonlarca dolar tarımsal zarara neden olan kahverengi kokarcanın önlem alınmadığı takdirde Doğu Karadeniz’de fındık tarımına büyük darbe vuracağı ifade ediliyor. Son yıllarda evlerde görülmeye başlanmasıyla halk arasında rahatsızlık uyandıran kahverengi kokarcanın esas zararı önümüzdeki hasat döneminde vereceği dile getiriliyor. Konuya dikkat çekmek isteyen bölgedeki ziraat odaları, mekanik, biyolojik, kimyasal ve biyokimyasal mücadele yöntemleri ile istilacı türe karşı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın koordinesinde çiftçilerle birlikte seferberlik başlatılmasını istiyor.
‘ESAS ZARARI BU YIL GÖRÜLECEK’
Trabzon Ziraat Odası’nın konuya dikkat çekmek için çiftçilerin katılımıyla hazırladığı panele katılan Artvin Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Temel Göktürk, istilacı böceğe karşı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kısa sürede mücadele takvimi hazırlanması gerektiğini söyledi. 2017’de Türkiye’ye giriş yapan böceğin ciddi zarar verme kapasitesine sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Göktürk, “Şu anda sadece fragman izliyoruz. Asıl film yeni başlıyor” ifadelerini kullandı.
Kahverengi kokarcanın 2020 yılında yaşanan pandemide mücadelenin bırakılmak zorunda kalınmasıyla yayılımını büyük oranda artırdığını belirten Göktürk, “2019’da Trabzon’da düzenlediğimiz panelde bu böceğin verdiği zararın önlem alınmazsa hangi boyutlara geleceğini konuşmuştuk. O zaman konuştuğumuzdan çok daha olumsuz bir aşamaya gelindi. İnsanlar ancak evlerine girdiklerinde rahatsız olmaya başladı. Ancak asıl film şimdi başlıyor. Böceğin alandaki zararını esas bu yıl göremeye başlayacağız” dedi.
Zararlı böceğin Türkiye’de gelmeden uyarılara başladığını fakat uygulamada geç kalındığını belirten Göktürk, “TÜBİTAK’a bir proje yapmıştım. Böceğin sınırdan girmesini önlemek için acil bir şekilde 10 bin tane feromon tuzakla mücadeleye başlanılmasını istedim. Fakat böceğin ülkemizde olmadığı gerekçesiyle proje reddedildi. Şimdi tüm bölgeye yayıldı” sözlerini kullandı.
Doğu Karadeniz’in fındık tarımı yapılan alanlara sahip olması sebebiyle istilacı böcekten daha çok etkileneceğini kaydeden Göktürk, kahverengi kokarcanın Gürcistan’ın Anaklia kentindeki fındık bahçelerine büyük zararlar verdiğini ve bölgedeki tek ürün alıcısı Ferrero’nun 2 yıl bu bölgeden fındık almadığı bilgisini verdi.
‘ÜLKE TARIMINI MAHVETME TEHLİKESİ VAR’
Kahverengi kokarcanın fındık kozalağının içindeki sütle beslenerek acılaşmaya neden olduğunu belirten Göktürk, “Bu fındıkların ekonomik verimi kalmıyor ve sadece yağı çıkarılabilecek ürün haline gelmesine neden oluyor. Böceğe karşı gerçekten bir seferberlik ilan edilmezse Doğu Karadeniz’de fındık sadece yağ olarak kullanılabilecek mahsul haline gelecektir. Çok değil, 3 yıl sonra fındık para etmeyebilir. Bütün meyve-sebzeler etkilenecek fakat ekonomik değeri sebebiyle en çok etkilediği ürün fındık tarımı etkilenecek. En çok korktuğum konu tüm Türkiye’ye yayılması ve ülke tarımımızı mahvetme tehlikesi. Bölgede en yaygın fındık tarımı yapılan iller olması sebebiyle en çok zararı Giresun ve Ordu’ya verecektir” diye konuştu.
İstilacı böcek türüne karşı bir çok mücadele yöntemi olduğunu belirten Göktürk, çiftçilerin bu programlara dahil edilmemesi sebebiyle mücadelenin eksik kaldığını dile getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda çiftçilerin mücadele yöntemleri konusunda bilgilendirilerek ve denetlenerek zararlı böceğe karşı mücadele edilmesi gerektiğini kaydeden Göktürk, bakanlığın feromon tuzakları ve ilaçlama gibi destekler vermesinin böcek popülasyonunu düşürebileceğini ifade etti.
‘PLANLI BİR ŞEKİLDE MÜCADELE YÖNTEMLERİ KULLANILMALI’
Kahverengi kokarca ile mücadele yöntemleri konusunda da bilgi veren Göktürk, şu sözleri kullandı: “Böceklerin toplanması ve imhası, feromon tuzakları kullanarak böceklerin yakalanması, kimyasal mücadele ve biyolojik mücadele için samuray arılarının yaygınlaştırılması gibi yöntemler var. Kahverengi kokarcayı ne kuşlar ne de tavuklar yemiyor. Biyolojik mücadelede tek yöntem samuray arıları. Biz amaç olarak böcekle mücadele hedefliyorsak hepsini bir arada tek bir programla uygulamalıyız. İlkbahar gelmeden barakalar, kışlaklar, çatılar ilaçlanmalı. Böceğin kışı geçirdiği yerde ilaçlama yapılmalı.
Sadece bir mücadele yöntemini uygulayarak başarılı olmayız. Bir yandan mekanik mücadele yapacağız, bir yandan binlerce feromon tuzağı kuracağız, bir yandan da ilaçlama yapacağız. İlaçlama da her yerde yapılamıyor. Of’tan Artvin’e kadar organik çay sebebiyle kimyasalla mücadele yapılamıyor. Ayrıca arıcılık yapılan bölgelerde de ilaçlama yapılması riskli. Çiftçinin hangi ilacı ne zaman nasıl atacağı belirlenmeli ve denetlenmeli.”
‘MÜCADELE YALNIZCA ÇİFTÇİYE BIRAKILMAMALI’
Göktürk mücadele takviminin kısa zamanda oluşturulması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Böceğin artma sebeplerinden biri de feromon tuzaklarının pahalı olması ve ruhsatlandırılmaması. Şu anda sadece tespit amacıyla kullanılıyor. Feromon tuzakları bir an önce ruhsatlandırılmalı ve çiftçiye verilmeli. Bu böcekle mücadele sadece çiftçiye bırakılmamalı. Çünkü bölgede nüfusun büyük kısmı il dışında yaşıyor ve yaşayan nüfus da yaşlı. Ana kaynak Tarım Bakanlığı ve bağlı müdürlüklerimiz olmalı. Gürcistan’da sorunu çiftçi çözmedi, sadece destek verdi. Yeni projelerin içine çiftçi katılmalı. Bakanlık tuzak dağıtmalı, ilaçlama desteği vermeli.”
‘ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA PENCERE AÇAMAZ HALE GELEBİLİRİZ’
Trabzon Ziraat Odası Başkanı Cemil Pehlevan, son zamanlarda bölgede hızla artan istilacı böcek türleri olan yalancı kelebek, turunçgil uzun antenli böceği ve kahverengi kokarcanın bölgede ve ülkede ciddi ekonomik kayıplara neden olabileceği uyarısında bulundu. Tehlikenin hala farkına varılamadığını belirten Pehlevan, mücadele için üniversiteler, araştırma kuruluşları, kamu, sivil toplum kuruluşları, çiftçi örgütleri ve çiftçilerin bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Kahverengi kokarcanın sadece ekonomik zararla sınırlı kalmayacağını ve insanların yaşam kalitesini de etkileyeceğini söyleyen Pehlevan, “Önümüzdeki yıllarda kapı-pencere açamaz hale geleceğiz. Evlerimizi yaşam alanlarımızı istila edecekler, yaşam kalitemiz düşecek. En iyi çözüm bile kağıt üzerinde kalıyorsa ve uygulanmıyorsa hiçbir değeri yoktur. Çözüm için eylem gerekir. Bir an önce eylem planları hazırlanarak mücadele yöntem ve stratejileri belirlenmelidir” dedi.
Kahverengi kokarca ve diğer zararlı böceklerle mücadelenin milli sorumluluk olduğunu ifade eden Pehlevan, “Sadece Trabzon’un değil bütün ülke kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri olarak bu böcekle hep birlikte hızlı ve etkin bir şekilde mücadele ederek diğer bölgelere yayılmasının engellenmesi gerekir. Bu böcek polifag bir zararlı olduğundan mücadele etmenin ne denli zor olacağı ortada. Mücadele eksik kalırsa bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalacağız” sözlerine yer verdi.
‘TARIM BAKANLIĞI MÜCADELEYE KAYNAK AYIRMALI’
Tarım Orkam-Sen Trabzon Şube Yöneticisi Ziraat Mühendisi Avni Aydın, kahverengi kokarcanın ilk zararının geçen yıl fındık hasadında ortaya çıktığını söyledi. Zararlı türün başta fındık olmak üzere bir çok tarım ürününe ciddi zararlar verdiğini belirten Aydın, “Tarım Bakanlığı bu konuda daha fazla maddi kaynak ve insan kaynağı ayırmak zorunda. Üreticilerimiz bu zararlıyla mücadelede yeterli bilgiye sahip değil. Üreticiler bu konuda bilgilendirilmeli” diye konuştu.